bu durum, genel olarak çok uzun olmayan dış hatlarda kendini gösterir. uçağın arka kısmından servise başlandığı anda, gereksiz bir gülümsemeyle üzerinize doğru gelen yolcuyla göz göze gelinir ve trolley bu yolcuyla beraber bir ileri, bir geri hareket eder. akabinde gelen ikinci, üçüncü, belki dördüncü yolcuyla bu değerli an tavan yapar. tuvalete giren yolcuların tekrar aynı işlemlerle yerlerine ulaşmaları da hesaba katıldığında, yetişkin bir kabin görevlisi ilgili servis boyunca ortalama ”sekiz” kere ilgili trolleyle sınanmaktadır.
Birde arkada tuvaleti kullandıktan sonra sesssiz ve mağrur bekleyen yolcu vardır ki… gönüllerin kralıdır o.
Seni rahatsız etmez o. Öyle bekler..
Arkana bakarsın göz göze gelirsin 👀
Hani o bakış bir dialog’tur
-“bak geçiceksen çekiyim trolleyi geç” bakışı atarsın
-“yok sen işine bak ben sonra geçerim” bakışı cevabı alırsın ya !
İşte o an dünyada iyi insanlar varmış ya dersin içinden..
Kralsınız.
geri galleye dönmemek için gözler hemen bir araya sokabilmek için yolcunun hemcinslerini arar.
1 saatlik uçuş ki rötar yapmış yeterince de vaktin var terminalde girsene yahu şu tuvalete kemer ikaz ışıkları söndüğü gibi 15 kişi ayağa kalkmak nedir?
Yapmayın etmeyin o servis araçlarını ileri geri çeken ekiplere acıyın
Tüm birikiminizi uçak tuvaletine bırakmayın!
İki taraf açısından da nahoş olan durum.
Ama o trolley galleye kadar çekileceğine, bir iki yolcudan müsade alıp tuvalete giden yolcuyu koltuk arasına alma yöntemiyle çok daha az zararla, minimum sinir bozukluğuyla atlatılabilir.
güzide kabin ekibimizin her uçuşta sinir hastalığına bir adım yaklaşmasına sebep olan durum